24 Ağustos 2010

Datça'da zaman...

Datça Aktur'da son 3 gün...Bazen evimi özledim diye mızmızlansamda eminim Ankara'da bugünlerimi çok arayacağım.


Sabahları deniz öyle durgun ki minik balıklarla yüzüyoruz, pazardan en doğalından sebze meyva alıyorum.Burada yapılan yemeğin tadı da kokusu da bir başka oluyor,akşamları sahilde yürüyoruz, lokmamızı da ihmal etmiyoruz.

Aktur'da yaşamak ömre ömür katar valla.Zaten sürekli yaşayanlar 80 küsur yaşındalar ama hala zindeler.

Bizim için tatil bitiyor ne yazık ki, ama şimdiden seneye minikle yapacağımız tatil hayalleri başladı.Hatta belki bir gün temelli yerleşiriz buralara diye konuşuyoruz.Hayal etmekten istemekten ne çıkar?

















19 Ağustos 2010

Uzanmışım kumsala...


Uzun zaman oldu yazmayalı sebep tatil rehaveti.Önce Gümüşlük'te anneannemin yazlığında 4 gün geçirdik.Tatil provası gibi birşeydi.Çünkü ortimde bende başbaşa tatilden daha çok keyif alıyoruz.

Pazar günü Datça Aktur'da (gizli cennet!) kiraladığımız eve doğru yola çıktık.Datça'da 5.günümüz ve günler çok güzel geçiyor.Tekne turu yaptık,Bördübet ve Amazon'a gittik.Harika fotoğraflar çektik ama ancak dönünce paylaşabileceğim.

Miniğimizde bizle tabii.Artık 13.haftasını doldurmak üzere ve şükürler olsun bana bir sıkıntısı yok. Sadece daha çabuk yoruluyorum birde daha çabuk acıkıyorum.Geçen hafta sahilde 2 hamburgeri birden mideye indirdim.Zaten göbecikte daha erken olmasına rağmen çıktı azıcık.Öyle ki hamile olduğum dışarıdan anlaşılır olmuş.Aman onun keyfi yerinde olsunda gerisi önemli değil.

İşte böyle bol yüzmeli, dinlenmeli sakin bir tatil geçiyor.Dönüştede bizi bir heyecan bekliyor minik kız mı erkek mi göreceğiz bakalım...

06 Ağustos 2010

Güneşli başlayıp yağmurlu biten bir yazı...

Tatile sayılı günler kala Ankara'da sıcaktan buharlaşıp yok olmak üzereyiz. Ben istiyordum evet şu yağmurlar bitsin yaz gelsin diye ama bu kadarı Ankara için biraz fazla.Miniğimin etkisiyle vücut sıcaklığım daha da artmış gibi bir de bu sıcaklıklar üstüne gelince minimum hareketle gün geçiriyorum.S.J Bolton'un Kurban adlı gerilim romanı sağolsun dingin günlerime bayağı heyecan katıyor.Ortim de evde, izne ayrıldı.O yüzden günler daha kolay geçiyor bugünlerde.Aman bir an önce geçsin de önümüzdeki hafta olsun.Düşelim yollara önce Gümüşlük(Bodrum) sonra da Datça bizi bekliyor.Miniğim de ilk tatiline çıkmış olacak henüz farkında olmasada.Gerçi hissediyor gibi sanki artık bizi.


Bugün doktor kontrolü vardı.11.haftanın sonunda bebek görünümünde resmen.Doktor ense kalınlığını ölçmek istedi ama kıpır kıpır yerinde durmadı bir türlü.Hemşire bile bu ne hareketlilik deyip ekrandan sevdi. Sonunda durdu da ense kalınlığı ölçüldü çok şükür bir problem yok. Ama sabah sabah benim huzurumu mu bozarsınız dercesine saatlerdir bel ağrım dinmedi.Aman o yuvasında rahat olsunda...


Bir dahaki kontrol 1 ay sonra belki cinsiyeti belli olacak.Gerçi ortime sorarsan cinsiyeti belli kız işte diyor.Benim için kız erkek önemli değil. Ama ortim için kız olsun istiyorum.Tabii öncelikle sağlıklı olsun.Zaten çevremdeki herkes bana bakıp kız olacak diyor.Birde Çin takvimine bak dedi bir arkadaş takvimde kız dedi.Çirkinleştiğimi hissediyorum bende zaten, kız annesinin güzelliğini alırmış derler ya :)) İnanmıyorum aslında ben hiç birine sadece ortime inanıyorum çünkü öyle kesin konuşuyor ki bir bildiğimi var diye düşünmeden edemiyor insan.Göreceğiz bakalım.


Bu arada ben bu satırları yazarken şakır şakır yağmur yağmaya başladı.Yok gerçekten tuhaf bu sene havalar...