06 Kasım 2011

Ankara'ya Veda!

Taşınma telaşı yüzünden günler her zamankinden daha yoğun ve yorucu geçiyor.Tabii minik oğlum hiç bir şeyin farkında değil. Evin kutularla dolması ,kutuları bantlamak, evdeki koşturmaca ona oyun gibi geliyor.Emekleyerek tüm evi keşfetmeye başladı bile, artık ayağımın dibinde dolaşan sevimli bir uydum var.Bu arada ilk dişini çıkardı ama ikinci diş biraz nazlanıyor gelmek için.

Uykuları biraz düzelir gibi olmuştu ama sadece bir kaç gün sürdü o düzen.Hala çok sık uyanıyor.Ben bir odadan diğerine zombi gibi dolaşıyorum geceleri.Bazen kendi yatağıma dönerken ne zaman Ati'nin odasına gittiğimi hatırlamıyorum bile.Geceleri uyuyabilen insanları çooook kıskanıyorum. Artık alışmam lazım galiba böyle yaşamaya umudum yok bizim oğlan uyumayacak.


İşte bütün bunların arasında toparlanıyoruz hatta toplandık sayılır.Ortim bir kaç gün sonra gidiyor Ardahan'a, arkasından eşyalarımız arkasından oğlum ve ben gidiyoruz.1hafta ayrı kalacak olmak üzüyor sadece.Evlendiğimizden beri bu kadar ayrı kalmamıştık.Bir an önce Ardahan'da yeni hayatımıza başlamak istiyoruz.

Ankara'nın yeri bizim için çok farklı.Burası Kilis ve Ardahan gibi bir durak değil bizim için.Neredeyse her bir sokağında bir sürü yaşanmışlıklar var.Ankara çok sevimli bir şehir olmasada o anılar yüzünden buradan kopmak istemiyorsun.Burada yaşadıkça seni ister istemez bağlıyor kendine.Son bir kaç yıldır tamam artık gidelim buradan desemde sanırım gökyüzünden Ankara'ya son kez bakarken kendimi çok iyi hissetmeyeceğim.

Ama Ardahan'a güzel duygularla gidiyoruz.Daha flört ederken ortimle hayalimizdi yaşayacağımız ilk şehir çok soğuk karlarla kaplı taa uzaklarda bir yer olsun mesela Kars olsun derdik.Eee.. kıyısına gidiyoruz hemde yanımızda minik canımızla birlikte daha ne olsun!


Şimdilik Ankara'dan bu kadar Ardahan'da görüşmek üzere...