02 Şubat 2010

Nereden nereye...

Boş bir gün daha. Düne göre daha da boş bir gün çünkü can kabişim bugün nöbetçi. Dün tezinin yazımı ile ilgilendim. Belki sıkıldığımı düşündü ama ben halimden memnundum. Keşke uzun uzun birşeyler yazmak için sebebim olsa. Yanlış hatırlamıyorsam 8 yaşındaydım, sarı sayfalı bir defterim vardı kendimce kısa hikayeler yazardım. Okumayı öğrendiğim andan itibaren kitap okumak, birşeyler yazmak en zevk aldığım şeylerdi. Şimdi biraz ara verdim okumaya çünkü ders çalışmamı engelliyor. Okunmak için bekleyen bir kitap varsa onu bitirmeden hiçbir şey yapamam. Küçükten ders kitapları arasında Küçük Prens'i ve Çocuk Kalbi'ni, Ömer Seyfettin ve Gülten Dayıoğlu serilerini az mı okumadım.

Yazıya nasıl başladım nereye geldim... Ne oldu da eskilerden bahsettim... Özledim galiba. Çocuk olmayı özledim. 30'uma 1 hafta kalmışken de özlemek manidar doğrusu.




Hiç yorum yok: