29 Nisan 2011

2 aylık bir küçük adam

2 aylık oldu oğlum ve artık bol bol gülüyor. Hatta ilk sesli gülmesini yaparak babasını ve beni çok şaşırttı. En güzel saatleri sabah 6 da uyanınca yaşıyoruz.Uyku gözümden akıyor ama o cambiş gözleri ile bana bakıp gülünce, arkasından birde utanınca dünyalar benim oluyor.


Çok şükür her şey yolunda.Yavaş yavaş bir düzen oturuyor.Geceleri daha az uyanıyor ağlaması azaldı.İlk başlarda yavaş olan kilo alımı şimdi gayet iyi.Bugün aşılarını da oldu.Kendince bizimle konuşması gözlerini bize dikip sanki birşey söyleyecekmiş gibi bakması bizi mest ediyor.Sadece bizi de değil aileler kelimenin tam anlamıyla çıldırmış durumda!Bize geldiklerinde yada biz onlara gittiğimizde bizi görmeden doğrudan Atilla'ya koşuyorlar.Varsa yoksa torunları.Onları böyle görmek bizi hem şaşırtıyor hemde çok keyiflendiriyor.


Geçen gün puseti ile ilk dışarı gezmesini yaptık hatta dışarıda yemek bile yedik.Evde ortimle rahat bir yemek yemeyeli haftalar olmuşken oğlum dışarıda öyle uslu durdu ki yemeğimizi de yedik alışverişte yaptık.

Her şey evet çok güzel gidiyor ama bir sorun var.Atilla suyu hiç sevmiyor.Banyo yaptırmak bir kabus.Hatta öyle bir hal aldı ki kıyafetlerini değiştirmek için bile soyduğumda gözlerinde aynı korku oluyor arkasından ağlamaya başlıyor.Ne zamanki giydirdiğimi anlıyor susuyor.Hele en son banyo öncesi öyle bir ağladı ki eğer ortim kararlı olmasaydı banyo filan yaptırmayacaktım.Bu banyo kabusunu nasıl çözeceğiz bilmiyorum.


Oğlumla günler böyle geçiyor işte.Her anın tadını çıkarıyorum ve o anları tek tek hafızama kazıyorum.Büyüyecek tabii ama daha şimdiden ilk doğduğu anı bile çok özlüyorum.

14 Nisan 2011

Atilla bey'den haberler...

Günler nasıl geçiyor anlamıyorum.Geçen hafta sonu 40 gezmesine çıktık.Arabaya biner binmez bir astı suratını ufaklık sanki ne gereği var gibi, sonrada uyudu.Hemde ne uyuma hem babannesi hemde anneannesi gözlerini çok az açık gördü.Ama eve gelince yarım saat sonra bize gösterdi gerçek yüzünü oğlum.

Gün be gün büyüyor,küçülen kıyafetlerini kaldırdık.Yerine yenileri geliyor.Her gün farklı bir hareketle bizi şaşırtıyor.Ama en güzeli sonunda bize gülmesi oldu.Tabii o halini fotoğraflayamadık çünkü nadir anlardan biriydi ama babasının deyimiyle oğlumuz gülünce evimize güneş doğdu!

06 Nisan 2011

40 günü devirdik!

Doğduğu ilk günden beri sürekli duyduğum cümlelerden biriydi hele bir 40'ı çıksın.Öyle bekledim ki sanki 40'ı çıkınca yıldızlar filan dökülecek oğlumun başından.Yok işte değişen bir şey.Sadece lohusalık bitti galiba.Aman bitsin.Ben hiç sevmedim çünkü lohusalık halini.İlk hafta nedensiz ağladım hep ama ondan sonra hooop noluyor dedim kendime ve izin vermedim o depresyonun içine girmeye. Bir daha asla yaşamak istemeyeceğim anlardı.Kendimi daha önce hiç böyle bir duygu halinde görmemiştim.Çok şükür geçti bitti.


Kısaca bizden bahsedeyim biraz.Her şey yavaş yavaş bir düzene giriyor.Oğlum hayatına biz oğluma çok alıştık.Tabii bazı geceler sabahlıyoruz ama bazende uyansada sevsek diye başında bekliyoruz.Her yeni hareketi bizim için büyük bir olay.Gülsün diye gözünün içine bakıyoruz ama küçük bey asıyor kaşık suratını.Günler nasıl geçiyor anlamıyorum.Doğurduğumda kıştı hatta Ankara'ya lapa lapa kar yağıyordu şimdi ağaçlar çiçek açmış ben yeni farkediyorum.


Duygu'nun minik dünyasına minik oğlum iyi ki geldi.Ortimle bu yeni dünyayı çoooook sevdik biz.