28 Temmuz 2010

Minikten iyi haberler...

Miniğim sağ olsun fiziken beni hiç yormuyor ama ruh halimi altüst etti.Sabah ki halimi telefonda duyan ortim doktora söylemiş doktor da gelsin dedi.Gittim gördük kalp atışlarını, 10 haftalık olmuş, en son gördüğümüzden bu yana da bir hayli büyümüş. Hatta ultrason görüntüsünü gören ortim bu kız duruşundan belli dedi :))

Canım benim sakin sakin büyürken biz nasıl telaş içine düştük. Neyse ilerde anlatır güleriz artık.Çok şükür her şey yolunda ya...

İyi hissetmek fena bir şey mi?

Çok garip bir ruh hali içindeyim.Kendimi 2 gündür fiziksel olarak çok iyi hissediyorum.Zaten mide bulantılarım hiç olmamıştı ama 2 gündür çok daha iyiyim.Hatta dün evde bayağı da iş yaptım.Ama akşam ortim gelipte iyi olduğumu öğrenince evhamlandı acaba kalbi mi durdu da hiç belirti vermiyor diye?Tabii düştü içime kurt benimde.Bu sabaha iyi başlamıştım ama şimdi ağlamadan duramıyorum ya bir şey olduysa diye. İnternete girdim bir sürü şey okudum mide bulantısı olmaması normal mi, kalp durursa hissedilir mi?Böyle bilgilere kolay ulaşılıyor olmakta iyi değilmiş çünkü psikolojim iyice bozuldu. Kimseye de bir şey söylemek istemiyorum aileden birilerine yani çünkü anlayacaklarını pek düşünmüyorum.Doktora gitmemize daha 2 hafta var.Offf...bilmiyorum ne yapacağım.


Bir yandan da kendime delisin sen diyorum insan iyi olduğu için üzülür mü?kendi kendine durduk yerde neden sıkıntı yaratıyorsun diyorum.Sağlıklıysa benimledir zaten miniğim diyorum diyorum da kendime söz geçiremiyorum.


İşte böyle dökmek istedim içimdekileri sadece...

23 Temmuz 2010

Boş geçen günler...

Yalnızdım gene 3 gün ortim nöbetteydi.Yarın geliyor ve tatil öncesi son nöbette bitiyor çok şükür. Dün anneme gittim.Bol bol naz yapıp şımardım.Günler öncesinden sormuştu zaten canın ne istiyor ne yapayım diye. Mis gibi kabak, biber, patlıcan dolması yapmıştı.Sütlaç da vardı.Anne yemeği başka tabii.Eee.. birde hazır olunca yemek önünde pek güzel oluyor.Sıkılmıştım da iyi geldi anneme gitmek.


Evde eskisi gibi ev işi yapamıyorum, şu 3 ayı bir geçirsek daha rahat olacağım. Dışarısı çok sıcak çıkmakta istemiyorum o yüzden bayağı bunaldım bu aralar.Uçurtma Avcısı adlı kitabı bitirdim,bir sürü film izledim ama bahsetmeye değecek kadar güzel değillerdi.Sırada yeni filmler var. Bir de Lost'un son sezonunu biriktirmiştik ortimle hepsini bir izleyeceğiz arka arkaya.Böyle daha zevkli oluyor.Gerçi son bölümünden bazı şeyler kulağıma gelse de aynı heyecanla izlerim herhalde.Kim ne derse desin ben seviyordum bu diziyi.

Bugünse günüm ortime hazırlanmakla geçti.Sanki uzun yoldan geliyor benim canım.Sevdiği yemeği yaptım.Tatlı da yaptım.Evi sildim süpürdüm mercimek izin verdiği kadar.Azıcık ayakta dursam hemen kendini kasık ağrısı olarak hatırlatıyor.Dayanılmayacak ağrı değil ama korkuyorum.Bilmiyorum çok mu evham yapıyorum.

Böyle geçiyor işte günler boş geçiyor aslında.Annemse bugünlerini, uykularını çok arayacaksın diyor.Aramam diyorum ben o minik can'ı o kadar çok istiyorum ki varsın bırakmasın boş an bana.Yeter ki sağlıklı bir şekilde gelsin 2 kişilik minik dünyamıza.

16 Temmuz 2010

Kısa...kısa...

Uzun zaman oldu yazmayalı ama canım hiçbir şey yapmak istemiyordu.Sınav geçti bitti şükür. Sonra doktor kontrolü vardı.Öyle heyecanlandım ki gene. Mercimeğin minik kalp atışlarını gördük ve hamile olduğumu öğrendiğim andan beri akmayan gözyaşlarım o sırada boşalıverdi. Zaten bu aralar bedenim ve ruhumla bu duruma alışmaya çalışmaktan canım bir şey yapmak istemiyor.1 ay sonra tekrar doktora gideceğiz oradan da tatile.Sanırım Datça'da daha iyi hissedeceğim kendimi.


Günlerim durağan geçiyor gibi gözükse de 1 günlüğüne İstanbul'a gidip geldik. Ortimin yıllardır takip ettiği müzik grubu Massive Attack'ın Kuruçeşme Arena'da konseri vardı.Benim tarzım olmasa da müzikleri ortime eşlik ettim,bir ara yanından ayrılıp mercimeğimle olağanüstü İstanbul manzarası izledik, deniz kokusunu içime çektim.Yorulsamda güzel geçti, iyi geldi İstanbul.


Şimdi bol bol kitap okuma film izleme zamanı...Şu tuhaf bir ruh halinden kurtulmalı bir an önce.Tatile kadar kitap ve filmle geçirmeli zamanı.Sonra zaten dedim ya Datça çok iyi gelecek.

09 Temmuz 2010

Kokular...rüyalar...yemekler...


Soluduğumda bana iyi gelen tek koku temiz hava...Burnum sürekli kedi gibi etrafı kokluyor ve her seferinde aldığım kokulara şaşırıyorum.Ama şükür şimdilik fena bir bulantı hali yok.
Ankara'da temiz havanın olabileceği yerlerden biri de Eymir Gölü. Ortimin nöbet sonrası izin gününden faydalanıp düştük yollara. Aslında Eymir Gölü'ne giriş kartı olmadan girilemiyor.Yarım saatlik bir yürüyüşün ardından girebiliyorsunuz ama ortim arabayla girme şansını denemek istedi. Planından habersiz arabanın içinde etrafı koklayarak otururken güvenlik görevlisinin yanına gidip birşeyler söyledi,görevli arabaya bakıp gülümsedi ve biz içeri girdik. Nasıl mı? Ortim görevliye karısının hamile olduğunu ve balık ekmeğe aş erdiğini söylemiş. İnanamadım :) Evet niyet balık ekmek ve temiz havaydı ama doğrusu aş erme pek söz konusu değildi. Gerçi iştahla mideye indirdim balık ekmeği.Zaten ortim hamkinliğimin aynen devam ettiğini söylüyor. İlk aylar midesi bulanır insanın bir şey yiyemez olur.Bende bir değişiklik yok aksine aç kalınca fena oluyorum. Uyku da bile yiyecek görüyorum. Zaten rüyalarım çok tuhaflaştı. Geçen gece yasemin çiçeği ve akasyadan yapılmış soğuk şerbetler içtim.Bir gece de Subway'in (Ankara'da bir zamanlar bir sürü şubesi vardı) köfteli sandviçlerinden yiyordum.Bu yaratıcı rüyalarımı ortim "kızların yaratıclığı yüksek olur demek ki mercimek kız olacak, yaşasın" diye yorumluyor ama bilemiyorum artık ne olacak bu rüyaların ve yemelerin sonu.Aman bulantı olmasında iyiyim ben böyle yürüyüşlerime de devam ederim olmam hamkin.
Bu arada yarın KPSS var. Mercimeğim bol şans getir bana,uyuklamayayım karnım acıkmasın güzel bir sınav geçsin. Sınavlardan 6 yaşımdan beri nefret ediyorum geldim 30'uma hala kurtulamadım. Neyse sıkmayayım canımı şimdi.Elimizden geldiğince yaparız bir şeyler mercimekle.
Hala mercimek kadar mısın acaba?Bakalım Pazartesi göreceğiz onu da, ne ses vereceksin bize? Heyecanla asıl o günü bekliyorum.

04 Temmuz 2010

Unutmadan Beypazarı gezimiz...

Mercimeğin haberini almadan 3 gün önce Beypazarı'na gitmiştik. O gün o da bizle gezmiş o güzel yemeklerden nasiplenmişte haberimiz yokmuş.

Beypazarı'na daha önce gitmiştik aslında. Ama Ankara çevresinde gezecek ne yazık ki sınırlı yer olduğundan bir daha gidelim dedik ama bu sefer Beypazarında fazla oyalanmadan geçen gezimizde keşfettiğimiz Beypazarı'na çok yakın olan İnözü vadisine gittik. Burada bir sürü piknik alanları var.İster kendiniz pişirip yiyorsunuz isterseniz bizim gibi lezzetli yemekler önünüze geliyor. Ortam sessiz sakin çok güzel, hafta içi gittiğimizden dolayı daha da sakindi.

Yemeklerde güzeldi. Ortim testi kebabına bayıldı bense yaprak sarmasına. Hatta ne bayılmak...ancak yedikten sonra boş tabağı çekebildik. Bak şimdi oldu mu yazarken gene canım çekti.Ama pek güzeldi ekşi ekşi...

Biz orada yemek yerken bir baktık ağaçtan kiraz topluyor oranın sahipleri. Bize de ikram ettiler. Rengiyle tezat pek tatlıydı. Zaten Ankara'ya dönüş yolunda da meşhur Ayaş dutu ve gül kirazı denilen kirazdan aldık.
Güzel bir geziydi gene.Mercimekte alışmalı bu duruma.Mercimek annesi ile babası ne saat ne mesafe dinler atar kendini yollara maksat yöreye has yemekleri tatmak olsun.



01 Temmuz 2010

Kese göründü...!

Nihayet geldi bugün. Şimdiye kadar hiç yaşamadığım farklı bir heyecan vardı. Çok şükür kesesi gözüktü mercimeğin. Doktor, "iyimisin?" diye sorduğunda iyiyim dedim oysa çok çok iyiyim demeliydim.Ortimde soruyor hala neden mutlu değilsin diye?Ben sanırım duygularımı belli edemiyorum.Tabii hala şaşkınlığında etkisi var ama halbuki ben çok mutluyum. Hiç bir şey, hiç kimse canımı sıkamaz gibi geliyor.Salak salak gülümseyerek dolaşıyorum.Kendimi gerçekten çok iyi hissediyorum!Ama sanırım bunu belli edemiyorum.Bu akşam ailelere söyleyeceğiz. Tepkilerini merak ediyoruz. 10 gün sonrada kalp atışlarını duyabilmek için tekrar doktora gidiyoruz. Bu 1 hafta geçtiğine göre 10 günde geçer duyarım mercimeğimizin pıt pıt..seslerini. Ondan öğreneceğim çok şey var sanırım, ama öncelikle sabırlı olmayı öğretiyor minik.