04 Mayıs 2010

Gördük hanyayı Konya'yı

Ortimle yemek yemeyi severiz demiştim ya.Sadece yemek yemeyi değil yerinde yemek yemeyi severiz. Zamanında günü birlik Afyon'a ekmek kadayıfı yemeye gitmişliğimiz bile vardır. Bu hafta sonuda diyete bir dur dedik ve tuttuk Konya'nın yolunu. Öğle saati vardığımız Konya'da arabayı park ettiğimiz gibi yemek yemeye gittik. 1833 yıllık Giritlilerden kalma eski bir köşkte(pimapenli gerçi şimdi camları!) çok güzel Konya yemekleri sunuyorlar.

Aslında daha çok çeşit yerdik ama diyetten kaçamak yapmanın suçluluğu ile ancak bunların tadına bakabildik. Hepsi de çok lezzetliydi.Özellikle ilk defa içtiğim bamya çorbası şaşırtıcı derecede güzeldi.

Sonra Mevlana Türbesi'ne gittik. Kaç senedir 3 saatlik mesafede olmamıza rağmen daha yeni görüyordum orayı ben, ama Çinli turist kafilesi oradaydı. İçeri girince ister istemez ürperiyor insan.Özellikle müze kısmında sergilenenler çok güzeldi. Fotoğraf çekmek yasak olduğundan ne yazık ki paylaşamıyorum.Gidip görmek lazım demek ki.


Konya, Ankara gibi yokuş değil tabii her yer dümdüz.Biz deliler gibi dolaşırken farketmemişiz ne kadar yürüdüğümüzü.Bir yandan da kendimizi avutuyorduk eh yedik ama çokta yürüdük diye. Yorgun ama keyifli bir kısa seyahatimizde böyle geçti. Bilmem artık önümüzdeki haftalarda nereye gideriz.Havalarda düzeldi kimse tutamaz bizi diyet bile!

1 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

diyet mi o da ne:)))aah yazda geldi ama ...

Konya deyince etli ekmek gelir aklıma :) dervişin fikri neyse zikri de O dur hesabı... Umarım birgün Konyada yiyebiliriz...
Sevgiyle