11 Kasım 2013

Anniii senin blogun mu vardı?


Burası nasıl bir yer böyle! Hiç geldiğim yere benzemiyor. Uçaktan indikten sonra annemle boş bir eve gittik. Annem çok mutluydu.Hiçbir eşyam yoktu ama annem ''Ati burası yeni odan'' dedi. Sonra alışveriş için bir yere gittik bu oyuncağa bindim. Güzeldi ama tedirgindim. Beni neler bekliyordu acaba burada.

Birkaç gün sonra kamyonla eşyalarımız geldi sonrada babama kavuştum. Yeni evimiz demek burasıydı. Hayat çok güzel başladı. Her akşam yürüyüşe çıkıyorduk. Hafta sonları ya Kuğulu parka yada Eymir gölüne gidiyorduk.
 
 
 
Biz Ankara'daki parklarda gezerken İstanbul'da ki bir başka parkta ağaçlar kesiliyordu. Çok üzgündüm. Minik bir çapulcu olarak desteğimi tabii ki esirgemedim.



 
Bu arada bende yavaş yavaş büyüyordum. Nihayet anni dedim şimdi dakikada bir milyon defa anne diyorum ve galiba annemi bazen çıldırtıyorum. Anne dedikten sonra nihayet dilim çözüldü. Bir iki kelime derken başladım konuşmaya.Tamam artık bu çocuk derdini anlatıyor dedi annem ve bir gün altımdaki bezi çıkardı.

Ama ne ben ne de annem çok zorlu bir sürece girdiğimizi bilmiyorduk. Ben salonun ortasına çiş yapıyordum annem ağlıyordu sonra bir gün tuvalete oturup yaptım hem çişimi hem kakamı gene ağladı annem. Sevinç gözyaşlarıymış öyle dedi babam.1 ayda kaptım tuvalet işini. Kendi başarısı sanıyor ama sıcaklarda hiç çekilmiyordu bezi atmak iyi oldu dedim kabullendim bu tuvalet işini. 

Bizimkiler yerinde duramıyordu. Bir hafta sonu tatil provası yaptık Gölbaşında bir otelin havuzuna gittik. Çok eğlendim.


 
Sonra gerçek tatilimiz başladı. Kemer'e gittik. Denize girmektense annemle kumların üzerinde oynamaktan çok daha keyif aldım.Annemse benden fırsat buldukça kaçıp denize atıyordu kendini bense anniiii diye bağırmaktan vazgeçmiyordum. Ben gene çok eğlendim onlarda ben eğlendiğim için çok mutlulardı.





Tatil dönüşü babam işe bense yeni evimizde annemle yeni hayatımıza başladık. Her sabah annemle dışarı çıkıyoruz. Alışverişe gidiyoruz, parka gidiyoruz hayat burada daha hareketli geçiyor.




Ama ben yorulmak bilmiyorum. Gün hala benim çok erkenden başlıyor. Anniii güneş doğdu kalk diye sabahın 6'sında uyanıyorum. Annem sanırım bu durumdan pek memnun değil ama ne yapayım güneş doğmuş yapacak çok şey var ne uyuyayım.

En son beni Atatürk'e götürdüler. Çok güzeldi. Elimde bayrak Atatüüüyk! diye bağırdım.

 
Bu kadar gezip tozma içinde gittiğim en güzel yerdi.Asker yürüşü bile yaptım rap..rap....

İşte Ankara'da günlerimiz böyle başladı. Ben artık iki uçuk yaşında bir delikanlıyım ve bakın blog bile yazıyorum. Annem mi nerede? Babama sorarsanız ''artık kendi bilgisayarın bile var kendin için bir şeyler yap bak kaç ay oldu blog bile yazmıyorsun'' diyor. Annemse '' çok yorgunum bu çocuk niye bu kadar erken kalkıyor hiçbir şeye yetişemiyorum'' diye sızlanıyor. O yüzden bu tartışmaya bir son vermek istedim ve ben geçtim bilgisayarın başına. Annem de aslında kendini ve kendi ile vakit geçirmeyi çok özledi. Umarım en kısa zamanda yazar bir şeyler. Şimdi gitmem lazım. Anniiiiiii.....!







4 yorum:

ŞEKERPEMBE dedi ki...

CANIM MAŞALLAH DÜNYA TATLISI BİR OĞLUN VAR...
ONU ÇOOOK ÖP BENİM İÇİN
YENİ EVNİZ HAYIRLI OLSUN GÜLE GÜLE OTURUN....

SEVGİLER

Duygu dedi ki...

Sevgili Şekerpembe nerelerdesin?Çok özlettin kendini.İyi dileklerin için teşekkür ederim.Arayı bu kadar açma :))
Çok sevgiler...

Gamze Esra Ersöz dedi ki...

Maşallah oğlunuza :) Ne güzel özetlemişsiniz son bir kaç ayda yaşadıklarınızı, keyifle okudum.Yeni evinizde de güle güle oturun :)

Duygu dedi ki...

Teşekkür ederim iyi dileklerin için Gamze :)